Kadın konusunun sosyal hayat gündeminin daima birinci maddesini oluşturduğu bir gerçektir. Medyanın alabildiğine güçlendiği, gelişip yayıldığı ve etkinliğini arttırdığı günümüz Türkiye'sinde konu hergün canlılığını korumakta, bu arada İslam'ın bakışı tartışılmaktadır. Bu kitap Kur'an'a, Sünnet'e, İslam alimlerinin yorumlarına ve uzmanların tespitlerine dayanarak kadının aile ve toplum içindeki incelemeyi amaçlamıştır. Eser ilk baskısından itibaren otuz yıl boyunca okuyucular tarafından büyük ilgi ile karşıl
Sahip olduğumuz en büyük nimetlerden biri olmasına rağmen, en kolay harcadığımız nimet hiç şüphesiz ki zamandır. Elinizdeki eser, kum saati misali her gün eksilmeye yüz tutan hayatımızı en iyi şekilde verimli kılmanın yolunu aydınlatan bir meşale gibidir.
Bunu yaparken de hayatlarını en güzel şekilde değerlendirmiş ve bizlere yüklü bir miras bırakmış İslam âlimlerinin hayatlarından ve sözlerinden bir demet sunmaktadır. Mazimizdeki güzellikleri ortaya koyan bu çalışma, vakitlerini dolu dolu geçirme hususunda
Az gelişmiş toplumlarda olduğu gibi, modern ve ileri toplumlarda da hurâfe ve bâtıl inanışlara rastlanması, konunun ekonomik değil, kültürel bir mesele olduğunun delilidir. Tartışma kabul etmez bir gerçektir ki, toplumumuzda hangi kesime mensup olursa olsun, yeterli ve sağlıklı bilgisi olmayan ve inanç boşluğu içinde bulunan kişiler, hurâfe ve bâtıl inanışlara daha kolay kapılmaktadır. Çaresi, bütünüyle toplumu yeterli ve sağlıklı bir din bilgisine sahip kılmaktır. Unutulmamalıdır ki, sağlıklı bir dinî yaşa
Dîvân edebiyatı, bir yüksek zümre, bir havas edebiyatıdır. Arapça'nın ve Farsça'nın Türkçe'yle mezcedildiği; İslam kültürünün bütün kodlarının metnin damarlarına nakşedildiği, şairlerinin edebî düzeyleri yanında kültürel ve ilmî düzeylerinin yüksek seviyede olduğu; dinin temel kaynaklarının (Kur'ân ve Sünnet); İslamî İlimlerinin verilerinin mısralara nakış nakış işlendiği altı asırlık bir edebi gelenektir.
Çeşitli türlere sahip olan Dîvân Edebiyatının, iktibâs ve telmîh yoluyla Kur'an ve Sünnet verilerini;
Orijinal adı Şerh-i Evrâd-ı Usbûi'yye li'ş-Şeyhi'l-Ekber Muhyiddin el-Arabî olan bu eser; İbn Arabînin günlük dualarının, haftalık virdlerinin şerhidir. Bu şerh, üçüncü devre Melâmîliğin kurucusu Seyyid Muhammed Nûr el-Arabî tarafından yapılmıştır. Muhammed Nûr el-Arabî, Muhyiddin İbn Arabînin etkisinde kalmış ve vahdet-i vücûd fikrini benimsemiştir. Muhyiddin İbn Arabînin bazı eserlerini şerh etmiştir. Vahdet-i vücûd fikrini, tevhîd-i efâl, tevhîd-i sıfât ve tevhîd-i zât kategorilerine ayırarak eserlerind
Hilye kelimesinin lugat manası süstür. Bir san'at ve edebiyat terimi olarak hilye Sevgili Peygamberimizin (s.a.) dış görünüşünü, şekil ve şemâlini, manevi özelliklerini ihtiva eden kitap, şiir ve levhayı ifade etmektedir. Şemâli adıyla bu konuda düz yazı şeklinde kitap yazımı oldukça eski tarihlerde başlamıştır. Türk Edebiyatında ilk hilye yazan Hâkânî Mehmed Bey'dir. Onun manzum olarak yazdığı bu Hilye'den sonra manzum ve mensur birçok hilye kaleme alınmıştır.
Hayreddin Karaman bu kitapta Hâkânî Mehmed Bey
Kitap İbnül-Arabî hakkında gelişigüzel yazılmış bir menkıbe kitabı değildir. Okuyucu burada, daha çok İbnül-Arabî etrafında insanlar arası birtakım ilişikleri, çekişmeleri, onun öğretisine karşı birbirinden farklı davranışları bulacaktır. Eser, bu büyük şahsiyetle ilgili bir kaynak kitap olması yanında, yurdumuzda İbnül-Arabî etrafında geliştirilecek ilmî araştırmalara da önemli bir katkıdır.
Bu çalışmanın temel amacı, okurları diyolojik ortama katılmaya heveslendirmektir. Kuşkusuz bu diyaloğa katılmak için okurların kendilerini öncelikle İslam'ın kutsal metinlerine muhatap kabul etmeleri gerekmemektedir. Belki İslam'ın günümüz dünyası içinde aktif bir tarihsel rol oynamaya devam etmesi bile insanların islam düşüncesi denen diyalojik ortama katılmaları için yeterli bir tarihsel nedendir; zira bu diyalog süreci, basit bir entelektüel uğraş ya da haz meselesi değildir; belki o, açıkça farkında ola
Gaziantep Üniversitesi İlahiyat Fakültesi tarafından 10-11 Mayıs 2013 tarihinde Gaziantep Üniversitesi Atatürk Kültür Merkezi'nde Uluslararası Bedruddîn el-Aynî Sempozyumu ve ll. Hadis İhtisas Toplantısı gerçekleştirilmiştir. Bu ikincisi olan Hadis İhtisas Toplantısı Yrd. Doç. Dr. Recep Tuzcu organizatörlüğünde yapılmış iki gün süren sempozyumda Bedruddîn el~Aynî'nin hayatı Bir Şarih olarak el-Aynî Hadis şerhlerine tesiri. İhtilaflar karşısında el-Ayni Fıkıh -Tefsir alanlarında el-Aynî Arapça-Tarih alanları
rfan geleneğinin XV. yüzyıldaki önemli temsilcileri arasında yer alan İbn Türke'nin Temhîdü'l-Kavâid adlı eseri mezkûr geleneği yansıtması açısından büyük bir önem taşır. Sözkonusu çalışma, halen Isfahan bölgesindeki bazı eğitim kurumlarında en çok okutulan eserler arasında yer alması sebebiyle önemli bir etkiye sahiptir. Bunun yanı sıra adı geçen eser, Meşşâîlikten İşrâkîliğe, oradan da İbn Arabî ile zirveye çıkan İrfan geleneğine ait görüşleri sergileyen bir nitelik taşır. Bu yönüyle İbn Türke'nin, mezkûr
Sosyal bilimlerle ilgili gelişmeler arttıkça daha çok sayıda sosyal problemden söz edilir oluyor.
Konuyu sadece sosyal güvenlik açısından düşünürsek acaba nasıl bir manzara ile karşılaşırız?
Sosyal ve güvenlik kelimeleri, 50-60 yıl önceki birleşmelerine kadar, hangi anlamı ifade ediyorlardı? Birleştikten sonra kazandıkları anlam, daha önce nasıl ifade ediliyordu?
Sosyal, topluma ait, toplum içinde demek olduğuna göre, daha önce bireyleri güven içinde bulunan toplumlar yok muydu?
Var idiyse, bu iki kelime
Sosyal risk ve sosyal güvenlik gibi kavramların mazisi, bir asrı fazla öteye geçmez.
Bunlar da diğer benzerleri gibi belli tarihi, ekonomik ve siyasi süreçler sonunda ortaya çıkmış kavramlardır ve doğdukları ortamın kendilerine yüklediği ve bütünüyle ancak o ortamda düşünülebilecek anlamları vardır.
Sosyal riskler hangi boyutta alınırsa alınsın, güven ve risk/tehlike kavramları bu konuların anahtar kavramlarıdır ve konumuzun anlaşılması için her iki sistemde; seküler ve İslami sistemlerde taşıdıkları anlam
İnsanlar ümitleriyle yaşarlar. Herkesin ulaşmak istediği hedefleri ve arzuları vardır. Ama insanlar kısacık hayatlarında bunlardan çok az bir kısmına ulaşabilirler.
Kazananlar ya da kaybedenler tombaladan çekilmiyor. Einsten'in dediği gibi, Tanrı zar atmaz.
Biz bilgilerimizle gözlemlerimizi birlikte hesaba kattığımızda ve işin manevi sebeplerini göz ardı etmediğimizde görünen manzarayı tespite çalıştık. Elbette yanılmış olma ihtimalimiz vardır, ama öyle sanıyorum ki, isabet etmiş olma ihtimalimiz çok daha
En Kolay En Pratik Renkli Resimli Dini Bilgiler Namaz Sureleri ve Dualar İri Yazılı Abdest - Gusül Namaz Rehberi
İçindekiler;
32 Farz
Amentü,
Abdest
Abdest Nasıl Alınır
Resimlerle Abdest
Abdestin Sünnetleri
Abdestin Edepleri
Abdestin Mekruhları
Abdesti Bozan Şeyler
Abdesti Bozmayan Şeyler
Mesh
Teyemmüm
Gusül
Namaz
Namazın Kısımları
Namazın Vakitleri
Namazın Farzları
Namazın Vacipleri
Namazın Sünnetleri
Namazı Bozan Şeyler
Namazla İlgili Deyimler
Resimlerle Namazın Kılınışı
Bayram Namazının Kılınışı
Cuma Na
Küçük bir tohumun koca bir ağacın programını ve özetini taşıması gibi, Asr-ı Saadet de bütün bir insanlık tarihinin özü ve özetik hükmündedir. Asr-ı Saadete mührünü vuran Hz. Muhammed 63 yıllık ömrüyle bütün çağlara ve tüm insanlığa en güzel örnek olduğu gibi, onun sahabileri de yol gösterici kutupyıldızı misali, yolumuzu bulmamıza yardımcı olacak bir hayat yaşamışlardır. Elinizdeki kitap işte o hayatlara odaklanıyor. Sahabileri daha iyi tanımak ve onların yaşadığı hayatlardan kendi hayatlarımız için dersle
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve çerezleri nasıl kontrol edebileceğinizi öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.
Alışveriş Sepeti
