Dini köklere vurgu, dini metinlerin literal anlamlarını öne çıkarma ve materyalist modernlik anlayışına, dolayısıyla seküler devlet ve toplum projesine tepki köktencilik kavramının dini geleneklerde ortak kullanım alanı bulmasını sağlamıştır. Bu çerçevede, son otuz senede oluşan köktencilik literatürü içinde, köktencilik kavramının özellikle dinlerdeki radikal ve militan akımları tasvir etmek için kullanılan genel bir akademik terim haline geldiği görülmektedir. Araştırmada, köktencilik kavramı Yahudi, Hıri
İnsanlık tarihine bir göz atıldığında, insanın şu ya da bu şekilde bir din ile ilişki içinde olduğu görülür. Bu ilişki, bazen inanarak, bazen reddederek, bazen ilgi duyarak, bazen nefret ederek vs. sürüp gitmektedir. Ama inkâr edilemez bir gerçek var ki o da insanın dinden tamamen habersiz olmadığı ya da olamadığıdır. Dolayısıyla din, insanın hayatını çeşitli şekillerde etkileyen, yok sayılamaz, yaygın ve etkili bir sitemdir. İnsanın inanç ve uygulamaları ise içinde yaşadığı toplumu ve kültürü etkilemektedi
Samimi bir özeleştiri ile, eğitim görmüş görmemiş, aklı başında her insan kendisine şu soruları sormalıdır: Acaba ben bu bozulma ve kirlenmenin neresindeyim? Doğanın bozulmasında doğrudan veya dolaylı olarak bir katkım var mıdır, yok mudur? Doğa bozulurken ben ne yaptım? Doğanın korunup kollanmasına yardımcı mı oldum, yoksa doğayı bozanlara seyirci mi kaldım? Özelde bütün eğitimciler, genelde ise toplum eğitimiyle yükümlü olan bütün aydınlar, aydınlık kafalılar bu soruları kendilerine sormalıdırlar.
Bizi bu
Batılıların Afrika'ya nüfuzlarını ve kıtayı kolaylıkta sömürgeleştirmelerini sağlayan belli başlı unsurlar; etnik çatışmalar, dinî tartışmalar, iktisadî buhranlar, cehalet, kıttık ve geri kalmışlıktır. İngilizlerin Nijerya'yı sömürgeleştirmelerinde de özellikle etnik çatışmalar büyük fırsat sağlamıştır. İrili ufaklı çok sayıdaki kabilelerden, farklı dil gruplarından, değişik dinî zümrelerden ve ayrı etnik kitlelerden oluşan coğrafya, sömürge dönemine kadar da çok sakin bir dönem yaşamamıştır, hâkim kitle ol
İslamın, hıristiyanlıktan 600 küsur yıl sonra gelip hızla dünyanın dört bir yanına yayılması, haçlı seferleriyle engellenmeye çalışılmıştır. Papa II Urban, 1096 yılında yaptığı çağrıyla hıristiyan savaşçılarını, haç'ın etrafında toplamış ve böylece sekiz haçlı seferi düzenlemiştir. Haçlı savaşlarıyla İslam'ın hızını kesemeyen Avrupa, Aziz Francis Assisi'nin, ortaya attığı misyonerlik fikriyle strateji değiştirmiştir. Misyonlerlik, dış görünümüyle Hıristiyanlık, iç yüzüyle de emperyalizmin, hedefe ulaşmak iç
Din bir inanç sistemi ve yaşayış tarzı olduğu kadar bir araştırma konusudur da. Dolayısıyla dinin incelenmesi için bir metodoloji gereklidir. Yirminci yüzyıl boyunca din araştırmacıları, karşılaştırmalı din, dinler tarihi ve din fenomenolojisi gibi metotlar geliştirdi. Bu metotlar genel olarak dinbilimleri olarak isimlendirilir.
James l. Cox´un kitabı din fenomenolojisini, dinbilimlerine dahil edecek şekilde açıklamaya çalışmaktadır. Bu da din fenomenolojisinin kitap boyunca karşılaştırmalı din ve dinler t
Tanrı düşüncesine dair bakış açımın ilkel tek tanrıcılık teorisi kadar evrimci teoriden de ne kadar ırak olduğu açıktır. Evrimci teoriye göre tek tanrıcılık, çok sayıda ve çok az farklı ruhların çokluğu inancıyla başlayan, ilahın birliği düşüncesine doğru bir seri azalmayla ortaya çıkan ideolojik, tedrici bir gelişmenin sonucu olarak takdim edilir. Bu, tek tanrıcılığın oluşumuna yönelik entelektüalist bir bakış tarzıdır. Ben bu konumu, daha az entelektüel ve haklı olarak da, çok daha dini bir bakışa sahip o
Bu çalışmasında Watt, her şeyden önce İslam´ı çok iyi bildiği bir din olarak tanımlamakta, ilahiyatın temel problemleri olan Tanrı, insan ve alem konularında yer yer .bütün dinlerden ve özellikle de İslam´dan örnekler vermek suretiyle bir bakıma karşılaştırmalı bir açıklama yoluna gitmektedir. Dolayısıyla dinlerin bu konularla ilgili bakış açılarını sosyolojik ve psikolojik bir çerçevede irdelemeye çalışmaktadır. Bu arada Batılıların İslam´a karşı olumsuz önyargılarının hala aşılamadığı gerçeğini de mütevaz
İnsan tabiatının gerçeği nedir? İnsanın evrendeki yeri nedir? Din, fıtrat ve eğitim kavramları nasıl anlaşılmalıdır? Din ile insan arasında nasıl bir ilişki vardır? İnsana din nasıl öğretilmelidir? İnsanın biyolojik ve ruhsal ihtiyaçlarını karşılamada dinin rolü nedir? Eğitimin imkan ve sınırları nedir? Eğitimin görevleri nelerdir? İnsan merkezli eğitim nasıl olmalıdır? Fıtrata uygun eğitim yöntemleri nelerdir? İnsanı başkası mı eğitir kendi mi eğitilir? (Arka kapak)
Selçuk Üniversitesi İlahiyat Fakültesin
Zihin Yakan Düşünceler
İlhami Gülerin, kurşun kalem notları olarak kaleme alıp biriktirdiği İlhamiyyât, farklı zihinlerdeki yanlış ikilemlerin yazarda doğurduğu rahatsızlıklardan oluşuyor.
Bu rahatsızlıklar, yazarın aşina veya meftun olduğu konulardan ibaret. Vakitli/vakitsiz zamanlarda ve masa başında gelen ilhamlar vicdan ve ahlak, dindarlık ve din, kadın ve erkek, din ve sekülarizm, gerçek ve hakikat gibi onlarca temel meseleyi irdeliyor.
Bu eserde, zihni yanan bir yazarın etrafa saçtığı düşünce kıvılcı
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve çerezleri nasıl kontrol edebileceğinizi öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.
Alışveriş Sepeti
