Kırk Hadis Şerhi İsmail Hakkı Bursevi´nin (k.s) önemli eserlerinden biri olup İmam Nevevinin (k.s) Kırk Hadis´ine yazılan şerhlerden en genişidir. İsmail Hakkı Bursevi Hazretleri bu eserinde hadisleri lafız yönünden açıkladıktan sonra fıkhı ve tasavvufi bakımdan geniş tahlilini yapmaktadır.

Dînî-tasavvufî edebiyâtımızın iki zirve şahsiyeti bu eserde buluşuyor. Yazıcızâde Mehmed´in (ks.) yüzyıllarca sevilerek okunmuş şâheseri Muhammediye´yi şerh eden İsmâil Hakkı Bursevî (ks.) Ferahu´r-Rûh´ta, gönülleri irfân bahçelerinde gezdirirken her dem taze kokularla ferahlatıyor. Gör kemâl-i kudretini nûru cism ü cân eder Canlara cân eder onu kendine cânân eder Yazıcızâde Mehmed (ks.) Doğuptur âleme nûr-ı cemâlin ya Resulullah Doluptur dîde-i âlem hayâlin yâ Resulullah İsmâil Hakkı Bursevî (ks.)

Ferahu´r-Ruh´un bu cildinde Resulullah Efendimiz´in (sav.) peygamberlikle görevlendirilmesi, vahyin gelişi, ilk müslümanlar, onun güzel ahlakı ve Mirac gibi konular gönüllere ferahlık veren bir üslup ve letafetle, Tasavvuf edebiyatımızın iki zirve şahsiyeti tarafından dile getiriliyor. (Arka Kapak)

Gitmeden görülemeyen ve de seçilemeyen bir yer uzaktan dürbünle ne kadar tanınabilir ki? Görmeden bilinemeyen bir şey, el yordamıyla ne kadar anlaşılabilir? En iyisi işi oluruna bırakmak. Aşk denilen çarkı çalıştıranın bir bildiği vardır. Eğer aşk trenine bindiysen, ileriye doğru koşmanın ne gereği olabilir ki? - Oğul, dedi, bir kitapta Aşkın gerekçesi olmaz yazıyordu. Biliyor musun, seni karnımda hissettiğim ilk anda kalbimi senin o dayanılmaz sevgin kapladı. Halbuki seni tanımıyordum ve nasıl biri olac