Gitmeden görülemeyen ve de seçilemeyen bir yer uzaktan dürbünle ne kadar tanınabilir ki? Görmeden bilinemeyen bir şey, el yordamıyla ne kadar anlaşılabilir? En iyisi işi oluruna bırakmak. Aşk denilen çarkı çalıştıranın bir bildiği vardır. Eğer aşk trenine bindiysen, ileriye doğru koşmanın ne gereği olabilir ki?
- Oğul, dedi, bir kitapta Aşkın gerekçesi olmaz yazıyordu. Biliyor musun, seni karnımda hissettiğim ilk anda kalbimi senin o dayanılmaz sevgin kapladı. Halbuki seni tanımıyordum ve nasıl biri olacağını da bilmiyordum. İyi birisin. Kötü bir insan da olsan sevgim değişmeyecekti. Çünkü oğul, aşk insanın kalbine önceden yerleştirilir. Kalpteki sevgi buluşacağı gerçek sahibini arar. Sahibini bulunca da artık o aşk visale ermiştir.
(Arka Kapak)