Papatya ve yeğenleri çok iyi anlaşsa da ayrı şehirlerde yaşadıkları için sık sık görüşemiyorlar. Bu yüzden bir araya gelebildikleri her an onlar için çok kıymetli. Bu defa Ayasofya ziyareti ile taçlandı kavuşmaları. Üstelik bazı sürpriz tanışmalar sayesinde, günleri çok güzel bir anıya dönüşecek gibi duruyor. Sizin hayatınızda da böylesi karşılaşmalar vardır belki, okuyup karar vermeye ne dersiniz? Ayasofya özelinde unutulmaz olan bugün, bizimkileri vefa başlığına götürüyor. Bakalım siz o başlık altında ne

Zamanımızdan binlerce yıl önce yaşamış peygamberler hakkında bize en doğru bilgiyi kutsal kitabımız Kur'ân-ı Kerîm vermektedir. Ne var ki Kur'an'ın verdiği bilgiler genelde kısa ve öz bilgilerdir. Zaman içinde insanların merakları ve bu merakın tahrik ettiği bazı kabiliyetler mevcut bilgilere nesiller boyu yeni ilaveler getirmişler ve böylece bazen bir peygamber hakkında ciltler dolusu rivayet birikmiştir. Ne yazık ki bunlar çoğu zaman peygamberler hakkındaki gerçekleri aksettirmez. Bu eserde, peygamberlerl

Tarih, bir zamanlar geniş topraklara sahip oldukları halde zamanla küçülen, hatta yok olan imparatorlukları yazdığı gibi uçsuz bucaksız gönül coğrafyasında yaşayan insanları da yazmıştır. İşte o nadir insanlardan biri de Katip Çelebi'dir. Pek çok alanda yetkin bir alim olmasına rağmen, özellikle milli hafızamız olan tarih ve coğrafya alanında dünyada meşhur bir ilim adamıdır. Belki de daha önce gördüğünüz pek çok haritayı çizen bu güzide alimi bilmek ve onu kendi dilinden tanımak ister misiniz?

Her insanın karakteri, aile yapısı, çevresi, karşılaştığı fırsatlar farklıdır. Kimi, bunlardan bahane üretmeyi seçer, kimi başarısı için zıplama taşı... Köle olarak payitahta gelen bir çocuk, Harem ve Haremeyn ağalığına yükseliyor, saray hazinelerinin başına getiriliyor. Peki, onun hayatının izinde, topluluk önünde konuşmaktan çok korkan, sosyal hayatı kısıtlı bir genç, kendi sınırlarını aşabilir mi?

Bazen tarihte bazen coğrafyada... Bazen dünde bazen bugünde... Kardeş Şehirleri tanımak ister misin? Öyleyse bu kitaba kulak ver. Burada üç şehrin hikâyesi var. Orta Asya bozkırlarını süsleyen mavi çinileriyle... Kaleleri, sarayları, medreseleriyle... İmam Matüridi, İmam Buhari'nin; İbn Sina, Uluğ Bey, Ali Şir Nevai'nin anavatanları... Birer hazine, birer inci... BUHARA, SEMERKANT ve TAŞKENT'e hoş geldin.

Kur'an-ı Kerim, dil itibarıyla Arapça olarak gönderilmiştir, ama bütün insanlık alemine hitap etmektedir. Bütün insanların Arapça'yı anlaması imkansız olduğundan Kur'an-ı Kerim'in başka dillere çevrilmesi de zorunda olmuştur. Bu yüzden Kur'an-ı Kerim, dünyanın birçok dillerine çevrilmiş ve tefsiri yapılmıştır. Çünkü Kur'an-ı Kerim'in gösterdiği hedefleri erişebilmek, onu okuyup anlamaya bağlıdır. Fakat Kur'an-ı Kerim ne ölçüde tercüme edilebilir? Bu konu üzerine ciddiyetle durmak gerekir. Tercüme, bir sözü

İslam mütefekkirleri sunmuş oldukları eserlerde hem akli delillere ve hem de nakli delillere riayet ederek bu sınırlar içerisinde kalmış ve eserlerini toplumun istifadesine sunmuşlardır. İşte elinizdeki bu eser de bu nitelikte bir çalışmadır.'' Zaman itibariyle Ashab'ın döneminden uzaklaştıkça, onların hayatlarını öğrenmeye, öğütlerini bilmeye ve onlar gibi yaşamaya daha çok muhtaç olduğumuzu anlıyoruz. Zira onlar ufuk insanlardı. Sadık, vefalı, samimi, korku nedir bilmeyen, hep zikreden, dünya ve metaına

İnanç, kanaat veya fikir ve sanat için daire ne kadar dar olursa, bu alana ne kadar fazla kısıtlamalar ve sınırlamalar getirilirse ilim adamları ve sanatkârlar o kadar çok verimsizliğe ve kısırlığa mahkûm edilmiş olur. Bundan en fazla zarar gören de toplum olur. Bunun için düşünce hürriyeti ve serbestisi bilim bakımından da sanat bakımından da son derece önemlidir. Gazzâlî işte bu eserde mümin âlimlerin, mütefekkirlerin, hakîmlerin, âriflerin ve sanatkârların ne kadar geniş bir alanda fikir ve kanaatlerini