Kurâna hizmet, ruhumuzu yüceltir, ahlakımızı olgunlaştırır, ebedi saadetimizin gereği olan imanımızı korur. Ancak, inanmak istemeyen kişiyi hiçbir delil ikna edemediği gibi, hakikati inkâra şartlanmış olanlar da, Kurânın hidayetine mazhar olamazlar. İman etmiş kimseler olarak bizler, Kurân-ı okumak, anlamak, anlatmak ve yaşatmakla mükellefiz. Kurân doğru yolu gösteren hayat rehberidir. Bundan dolayı, imanı korumanın en kestirme yolu da ondan geçmektedir. Ama bu gün çok okuyup, az anladığımız kitap, maalese

Vaaz kelimesi, öğüt verme, uyarma ve sakındırma anlamlarına gelmektedir. Gücü yetenlerin Emr-i bil maruf ve nehy-i anil münker görevinde bulunmaları, Farz-ı kifayedir. Onun için Resulullah (s.a.v.) Efendimiz, Din nasihattir Buyurmuştur. Bu kitabın hazırlanmasındaki esas gayemiz, insanlara dinini öğretmektir. Çünkü nasihat, karanlıkta yol alan insanlara verilen ışık gibidir. Kitaplar, insanların en samimi dostlarıdır. Ancak dini kitapların dostluğu, dünyada olduğu gibi, ahirette de devam edecektir. Onların z

Elinizdeki bu kitap, bir tezi savunmak veya doktorluk iddiasında bulunmak için yazılmış değildir. Kurân ve Sünnet ışığında, telkinler yapılarak, insanların huzurunu sağlamaya yöneliktir. Bu kitapta, hayatın safhalarını küçük kesitler halinde anlatmaya çalıştık. Okuyucunun dikkatini çekmek için de, her konunun başına, onun özeti sayılabilecek bir âyet-i kerime veya hadîs-i şerif ile başladık. Bugün insanî ihtiyaçlarınızı karşılayabiliyorsanız, yarın için üzülmenize lüzum yoktur. Zira yarının sahibi yüce All

Mübarek gün ve geceler, insanların affedilmesi için verilmiş, birer fırsat geceleridir. Bu geceler, kıymetini bilerek ihya eden insanlar için, tükenmez hazineler gibidirler. O hazinenin geçer akçesi Kuran, meyvesi de yapılması gereken ibadetlerdir. Bundan dolayı o geceleri, ibadetle süslemek gerekir. Mübarek geceleri, mazeretsiz olarak ihya edemeyen müminler, o gece, Cenab-ı Hak tarafından, manevi hazineden dağıtılan ikramı kaybetmiş olurlar. Mübarek geceler, insanın gönlünü açar. Mahşeri hatırlatır. Mane

Ramazan ayında oruç tutmak, İslâmın beş şartından biridir. Peygamber(s.a.v.) Efendimiz, oruç tutanlar için birçok müjdeler vermiştir. Cenab-ı Hakk, bir Hadîs-i Kudsî'de: Oruç, benim içindir, onun mükâfatını da ben veririm. buyurmuştur. Bu bir aylık zaman dilimi, bizim için günahlardan sıyrılmanın başlangıç noktası olabilir. Çünkü Yüce Allah (c.c.), insan oğlunu oruçla bağışlamak is¬temektedir. İslâmın beş temel esasından biri olan zekât ise, hicretin ikinci yılında, oruçtan önce farz kılınmıştır. Mal ile ya

İlmihal, geçmişten günümüze kadar devam aden çok önemli geleneklerimizden biridir. Bugüne kadar pek çok ilmihal kaleme alınmıştır. Fakat bütün bu çalışmalar, hergün büyük bir hızla değişen toplumsal hayatın gündelik ihtiyaçlarına cevap vermekten uzak kalmaktadır. İmam-Hatip Okulları, Yüksek İslâm Enstitüleri ve İlahiyat Fakültelerinin açılmasıyla birlikte bu konunun önemi ağırlıklı olarak hissedilmeye başlanmıştır. Bu eser, her ne kadar büyük bir iddiaya sahip değilse de, her gün çeşitli şekilde

Müellifin bu kitabı alanında nefis bir eser olup pek çok faideleri bir araya toplamıştır. Talebe ve ilim ehli için lazım gelen her hususu kitabına sıkıştırmıştır. Pek çok alimler kitab hakkında kapsamlı, faydalı, hacmi küçük fakat içeriği geniştir, demişlerdir. Aynı zamnda müellif vaazı nasihat, tasavvuf sahasında da söz sahibidir. Kitabındaki konular gözden geçirilirse takvası, ihlası ve tasavvufi düşünce sahibi olduğu anlaşılır.